Her yıl, ulusal sıralamaya sahip 20'li yaşlardaki bir grup, Wimbledon’da veri taraması yapıyor. Yönetici pozisyonundaki birkaç kişi maçları Wimbledon'da kiraladıkları bir evde herkesten daha ince takip ediyor.
Diğer 50 çocuğun yanı sıra (18-30 yaş arası genç yetişkinler, ama biz onlara çocuk diyeceğiz) hepsi elit tenisçiler ve Wimbledon'ın tamamı boyunca her maçta veri girişini onlar yapıyor. Oyunu en ufak noktasına kadar incelerler…Ace’leri, puanları, ralli sayısını ve tabii ki basit olan olmayan tüm hataları anında girerler. Onları dış sahalarda, önlerinde çadırlı bir bilgisayarla saha kenarında görürsünüz. Stadyum kortlarında ise, sahanın üst katlarında küçük bir odaya tıkıştırılmış olarak çalışmaktadırlar. Doğal olarak, çocukların hepsi tenise takıntılıdır! Zaten bu işi alabilmek için çok iyi tenis bilmeniz gerekiyor. Tüm çocuklar, orta ve üst düzey tenisçidir. Birçoğu Wimbledon jünyor turnuvasında yer almıştır. Bazıları yıllar boyunca Wimbledon'da eleme oynadı. Eski bir veri çocuğu geçen yıl çiftleri kazandı (Henry Patten).
Hayranların ve yorumcuların her gün ulaştığı tüm veriler bu çocuklarla başlar. Tabii ki, verilerin doğru olduğundan emin olmak için insan ve yapay zeka destekli kontrol katmanları var. Bir maç üzerinde çalışırken, yönetici olanlar basit-hata konusunda müştereken karar verirler. Çoğumuzun saatlerce tartışacağı bir şey. Üç veya beş setlik yorucu bir savaşta, bazen basit-hata olup olmadığını belirlemek pek kolay değildir.
"İşin en zor kısmı da bu" diyorlar. Tutarlı kalmak en önemlisi. Tıpkı kendileri maç oynarken olduğu gibi, bu genç insanlar da oyuncularla birlikte maçın içine düşüyorlar.
Tabii ki, bir ace veya hatayla ilgili görüntü net değilse, son bir arama için yakındaki IBM merkezine inceden inceye incelenmek üzere gönderirler. Oyun bu esnada sürmektedir!
Yönetici Lewis son beş yıldır bu işi yapıyor. Ekibin çoğu davetle yer alır. Yeni başlayanlar için başvuru şarttır. Ardından testleri ve mülakatları geçmelidir. Her yıl 300'den fazla adaydan oluşan bir havuz içinden seçilirler.
Sanmayın ki bu arkadaşların bir eli yağda diğeri balda! Bunlar İngiltere’nin çeşitli bölgelerinden kendi cep harçlıklarıyla geliyorlar. Londra'da arkadaşlarıyla veya Airbnb'lerde kalıyorlar ve işe gelmek için her gün metroya biniyorlar!
Hani bizim ülkemizdeki turnuvalarda görev almak için illa oyuncularla aynı 5 yıldızlı otellerde kalmak için neredeyse yasa çıkartmaya çalışanlara bir örnek olur mu tercüme edip yansıtıyorum!
Hoşkalınız…
Bekir EMRE