En sevmedikleri zeminden dolayı en sevmedikleri turnuva, en soyutlandıkları izleyici ve dolayısıyla yıllardır en başarısız oldukları grand-slam ! Tabiki ABD’li tenisçilerden bahsediyoruz.
ABD tenis sporunun zirvesini çeyrek asra yakın bir süre domine etmelerini sağlayan bir eğitim yapısına sahipti. Sistem ünüversiteler hatta kolejlerle entegreydi. Ardından ne olduysa işleri ters gitmiş bazı tenis eskileri ortaya çıktı ve bambaşka bir sistemi empoze ettiler. Bu paspal sistem uzun yıllar başarısızlıklara neden oldu. Sonunda sporun bu dev ülkesi nihayet silkinerek eskiyi andıran bir yapıya yatırım yaptı.
Tenis sporu 100 atletten ancak bir tane yıldız çıkarıyor ortalama olarak (istisnalar kaideyi bozmaz!). Bu bir tanenin yetişmesi içinde gerek duyulan süre ortalama 9 ila 11 yıl. Yatırımın ederi neredeyse bir servet. Katlanılan sıkıntılar ise sabır taşını çatlatır! Bunların hepsinin altına elini koydu ABD. Yıllardır haklarında bu yazının sahibi dahil çeşitli hınzırlıklar yazıldı çizildi. Ama işte geldi 2025 Roland Garros'u .... Erkekler ve kadınlarda çeyrek finallerinde ikişer raketle yer alıyorlar. Bir önceki turda ise dörder tenisçileri vardı! Buyrun işte size doğru yatırımın sonuçları.
Yol üzerinde yenilenler de rakiplerini tükenene kadar uğraştırdılar!
Kadınların çeyrek-finallerinde kaçırmamanız gereken iki maç var : Sabalenka - Zheng ve sonra Keys - Gauff. Diğer iki karşılaşma Svitolina - Swiatek ve Andreeva - Boisson. Ancak ne Svitolina'nın Swiatek'e, ne de Boisson'un, Andreeva'ya rakip olabileceğini düşünüyorum. Bunlarla ilgili bir tahmin yapamayacağım ama gönlüm Zheng - Gauff finali görmek istiyor!
Erkeklerde Alcaraz'ın finale çıkacağından eminim. Galiba karşısına yine Sinner gelip Roma'nın rövanşını almak isteyecek ! Djokovic’i soruyorsanız o önce kendisi kadar antika olan Zverev’i altetmek zorunda. Fransız izleyicilerin olduğu gibi Sırp raketin yanında olacaklarını tahmin ediyorum. Alman’ın özel yaşamında partnerlerine yönelik hoyratlığı sportif yaşantısının başlıca engelidir.
Fikstürde yer alan diğer raketler olan İngiliz Draper ile Avustralyalı Bublik ise bir grand-slam’de bunların hiçbirine rakip olamazlar.
Jünyor erkeklerdeki tenisçimiz Kerem Yılmaz ilk turda ABD'li rakibine elendi. Böylece teklerde hiç sporcumuz maalesef kalmadı.
Hoşkalınız…
------------------------------------------------------------•
Değil sadece sporumuzu, tüm kamuoyunu günlerdir meşgul eden bir başkanlık tartışması sürüp gidiyor. Her geçen gün de olay daha çetrefilleşiyor! Bakın Milliyet Gazetesinde Burcu Kapu ne yazmış: İyi ki curuf içerisindeki ayaktopumuzda yandaşlık yerine makuliyet felsefesini benimsemiş bazı yazarlar var. Onları ne denli izleyeceğinize karar vermek sizlerin tasarrufudur.
Futboldan Anlamalı mı?
Oyuncu izlemek, sistem kurmak, taktik analiz yapmak elbette başkanın işi değil. Ancak bu, futboldan anlamaması gerektiği anlamına da gelmez. Çünkü futboldan anlamayan bir başkan, sadece yönetim değil, teknik kararlar üzerinde de farkında olmadan etkili olur. Yanlış kişilere yetki verir, doğru soruları soramaz, başarısızlığa gözlerini kapatır. Karar alma sürelerini yavaşlatır, hata riskini artırır.
Oysa futbolu bilen başkan her şeye müdahale etmez ama neye müdahale etmesi gerektiğini çok iyi bilir. Teknik ekip ve oyuncularla daha kolay iletişim kurar, ihtiyaçlarını daha iyi anlar, onların motivasyonunu artırabilir. Taraftarlar, futbolu bilen ve kulübün sportif geleceğine dair gerçekçi vizyon çizen bir başkanı daha çok benimser. Medya ve kamuoyu önünde futbolun diline hakim olmak başkana güvenilirlik kazandırır.
Bekir EMRE